Burası İstanbul tarihi saltanatların hüküm sürdüğü eski metropol,
tiner koklayıp;
köprü altlarında çıplak yatan çocuklarıyla,
elde şarap paranoyakça doLAşan berduşlarıyla.
Köşe başlarını tutan serserilerinden,
sokaklardaki it dalaşlarına dek uzanan serüvenleri ile
birlikte yaşadığımız şehir.
Acının ve sevincin bir arada olduğu
yedi tepesinde;
yedi veren güllerin açmadığı
etimize kemiğimize işleyen,
hüznün kenti burası İSTANBUL
yüreğimizin orta yeri....
Güzel kız;
ufkumun penceresinde açan çiçek
karanlığımı aydınlatsın diye;
yüreğimin kıyısında güneş gibi büyüttüm gül suretini.
Henüz 20'sindeyim
kafamda kavgalı günler var,
senden önce bir çok kez sevdim
ama
ellerine dahi dokunamadım o esmer kızın..
Güzel kız;
Kafandaki şimşekli düşleri,ellerime bırak
kaçak buluştuğumuz o sokaklar da
şimdi gölgem ay ışığı kovalamakta.
Ellerimi boşa arama
umutlarımız gece vardiyasında
acımasız bir sevdaya düştük
pencereni sakın açma..
bırak yasadışı kalsın bu aşk
şimdilik bana uğrama.